İçinizi Isıtan Okul Dramaları: Gokusen ~ Nobuta Wo Produce

Bizde bir laf vardır, “caponlar (evet capon) yapmış abi” deriz. Genellikle elektronik aletler için sarf edilir bu söz; ama ben bugün bunu iki tane Jdrama için kullanmak istiyorum: Gokusen ve Nobuta wo produce. İkisi de lise komedisi. (Komedi artı dram desem daha doğru olur aslında.) İkisi de aşk-meşk değil, arkadaşlık-dostluk üzerine. Ve ikisi de birbirinden şeker. Hatta resmen “Tavuk Suyuna Çorba” serisi gibi mübarekler; izleyince böyle nedensiz yere mutlu oluyorsunuz, suratınıza şebelek bir sırıtma gelip oturuyor falan… Evet, Caponlar gene yapmış yapacaklarını. Gelelim tanıtımlara:

Gokusen aslında epeyce eski bir seri. Hatta üç sezonluk bir seri; fakat ben sadece 2002 yapımı ilk sezonunu izledim.  Sonraki sezonlar da olay örgüsü olarak ilkiyle aynı imiş diye duydum, o yüzden sanırım izlemeyeceğim. (Gerçi ikinci sezonda sorunlu öğrenciler arasında Kat-Tun’un olay çifti Kame-Jin de varmış; sırf onların hatrına bile izlemiş/izleyecek olanlar olacaktır. Ben izlesem Mizushima Hiro için izlerdim, orası ayrı…) İlk sezon beni çok eğlendirdi, ama daha fazlası sanırım bayardı. Çünkü hikâye aslında klişe: Okula yeni gelen genç ve idealist öğretmenimiz, okulun en sorunlu sınıfına atanır; önceleri ondan nefret eden bir grup sorunlu ergeni zamanla dize getirir, her birinin sorununu çözmeye yardımcı olur ve kendisini öyle bir sevdirir ki, gün gelip de okuldan ayrılma vakti gelip çattığında sorunlu ergenlerle birlikte ekran başında biz de gözyaşlarına boğulmuş buluruz kendimizi… Ayol bu senaryoyu Arka Sıradakiler bile kullandı yahu!… Fakat Gokusen’in şöyle bir artısı var ki, esas kızımız Yankumi öyle sıradan bir “idealist öğretmen” değil. Bu çıtkırıldım görünen kızımız aslında bir Yakuza torunu! Çekirdekten yetiştiği için aynı anda on tane adamı bile pata küte dövebilme yeteneğine sahip. Ayrıca arada bir Yakuza kökleri bedenini ele geçirip bizim çıtkırıldım kız küfürler saydırmaya, argo konuşmaya falan başlayınca ortamdakilerin yüzlerindeki dumuru görmeye paha biçilemez! 😀 Kısacası, Yankumi karakterini hakikaten çok sevdim ben. Ah bir de şu saçlarını inek yalamış modelinden çıkarıp inek gözlüklerini takmaktan vazgeçeydi, iyiydi… Yani normalde şöyle bir kızken:

böyle takılıyor ya, bence çok ayıp ediyor:

Güzelliğinin değerini bilemedi yavrucak… (Hanım teyze edası ile:) Cık cık cık…

Gokusen’in bir diğer artısı ise, Hana Yori Dango ile tanıyıp Michael Jackson’a benzettiğim Matsumoto Jun namlı şahsiyeti bana sevdirmesi oldu. Evet, huzurunuzda kendisinden özür diliyorum: Hey Jun, sen meğer uzun, düz, uçları boyalı saçlarınla pek şeker oluyormuşsun yahu. Çıtır hallerin de pek şirinmiş. Ayrıca aslında arkadaşlarını pek seven, ama çaktırmayan cool Sawada tiplemesi sana cuk oturmuş. Yirim. (Yalnız Oguri Shun’un o iğrenç bok sarısı saçlarıyla gözümden düştüğünü belirtmek istiyorum. Korkunçtu!)

Gelelim Nobuta’mıza: Her taşın altından çıkan Horikita Maki faktörüne rağmen (aslında sempatik bir kız, ama her doramada ya onu ya da Inoue Mao’yu görmekten baydım biraz…) izlemeye başladım. Başladığımda ne Kazuya Kamenashi’ye, ne de Yamashita Tomohisa’ya bir sempati beslemiyordum. Hatta ilk bölümler itibariyle Kame’yi tipsiz, Yamapi’yi ise embesil buldum (ama napiyim, Kusano karakteri sizde de ilk anda “salak yemin ederim gerizekâlı bu çocuk ya” deme hissi uyandırmadı mı dostlar, sorarım size?? Benim çevremde öyle bir çocuk olsa, durup dururken arkamdan gelip sarılsa falan, önce bir uçan tekme atar, sonra da “yavşama be, bi uzak dur, ıyhh!” falan derdim heralde…) Ama izlemeye devam edip de aynen Shuuji gibi, hem Akira’ya, hem de Nobuta’ya kanım ısınmaya başlayınca ilk andaki önyargılar silindi gitti. Sonuçta dizideki üç çocuğun üçünü de çok sevdim. Dostluklarına bayıldım. Belki azıcık son sahneye itirazım olacaktır – parantez içi spoiler var, savulun dostlar: (yani kusura bakmayın ama o nasıl bir sondu kardeşim? mutlu mu mutsuz mu belli değil… Akira’nın Nobuta’ya karşı duyguları nereye gitti, niye Shuuji’nin yanına gelmeyi seçti, bari Nobuta’cığı da aynı okula getirseydiniz…); ama onun dışında son derece sıcak ve sevimli bir diziydi. İçinde nerdeyse sıfır romantizmle bu kadar duygusal bir dizi yapanlara helal olsun!

Elbette NWP’dan bahsedeceksek Kame ve Yamapi’nin ortak çalışması “Seishun amigo”yu eklemezsek olmaz:

Ve NWP’dan en sevdiğim diyalogla yazıyı bitiriyorum. Erkeklerin kulağına küpe olsun. Nobuta power, chunyu! 😉

(Akira) -Ben Nobuta’dan vazgeçiyorum.
(Shuuji) -Ne? Ama neden?
-Çünkü onu sevmeye hakkım yok.
-Birini sevmek için hakkının olmaması diye bir şey yoktur!
-Hayır, vardır: Bir kızı ağlatıyorsan, onu sevmeye hakkın yok demektir.

About hikaruivy

a big fan of shoujo animes/jdramas/kdramas loves to eat, write, read and watch!
Bu yazı Jdrama, Uzakdoğulu aktörler/aktrisler içinde yayınlandı ve , , , , , , , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

14 Responses to İçinizi Isıtan Okul Dramaları: Gokusen ~ Nobuta Wo Produce

  1. mavi dedi ki:

    Kon kon 😛 😀 AKİRAcı olarak buraya atlamasam olmazdı. Gokusen’i izlemedim ama daha. 3 sezon değil mi o? pek bir büyüyor gözümde. alıştık artık haftada bir drama bitirmeye 😀

    • hikaruivy dedi ki:

      3 sezonmuş, evet. Ama çerez gibi gidiyor valla, zaten her sezon 10-12 bölümcük falan… Yine bir-iki haftada biter 🙂

      Ayrıca Akira’cı, hatta Yamapi’ci oldum ben de NWP’dan sonra. Çok şeker çocuk yahu 😛

  2. mavi dedi ki:

    bilmiyorum o kadarını ama acilen başka bir yapımını izlemek lazım. Ve bu işlerin ehli olan Dark’dan alacağım tavsiye tatil bir gelsin de.

    Onu da izleriz güzelim üç sezon beş sezon. Zaten işimiz ne bizim sabah akşam izle dur dönemin sonu gelince de kafayı ya. Duygusal günler yaşıyorum kusura bakma 😀

    • hikaruivy dedi ki:

      ahahah, aşkolsun ne kusura bakcam 🙂 ben de duygusal günlerimdeyim; dönemi bitirdik ama benim işlerim bitmedi, onun getirdiği bir depresyon var haliyle! 😀

      valla bundan sonra buzzer beat izliycem ben; sadece yamapi uğruna değil, iyi bir drama olduğunu da duyduğum için… dark’dan gelen başka tavsiyeler olursa bana da söyle olmaz mı? 😉

  3. Chibi dedi ki:

    ikisini de yıllar evvel izledim Gokusen’in özellikle ilk sezonu süperdir benim için Matsujun olduğu için sanırım 😀 Nobutaaaaaaa ahh hala çok özel çok değerli izlemeyenler izlemeli herkese de inatla izlettirmeli 🙂

    • hikaruivy dedi ki:

      @Chibicim, aynen canım… Ben de dediğim gibi Jun’u orda sevmeye başladım, şirin bişi’miş meğer 🙂 Nobuta’yı da izlemeyenlere izletme projesine koyulmak lazım 😉

  4. Lee dedi ki:

    Nobuta Powerrrr! diyorum ben de 🙂
    Akira süperdir.
    Nobuta sakin bir dizi. Kame’nin rolü klasik, Maki bir acayip ama Akira süperdir.
    O domuzcuklar hele o arkadaşlık, enfes. Arkadaşımla beraber izlediğimizde son sahneyi gördüğünde yaoi çekilir be demiştir. Kendisi bir fujoshidirde haha 😀

    Gokusen’deki esprileri çok seviyorum ben. Japon mizah anlayışı kesilinlikle Kore’den kat be kat daa iyi. Her bölüm boyunca Yankumi’nin başına gelenler için bile izlenir bu dizi. Türk versiyonu da Arka Sıradakiler Öğretmen Kemal’die haha :p

  5. hikaruivy dedi ki:

    @Lee: Akira cidden süpermiş, başta bu kadar uyuz olup sonra bu kadar sevdiğim bi karakter hatırlamıyorum. Yamapi’nin gerçek hayatta buz kalıbı olduğuna dair rivayetler okuduktan sonra Akira’yı bu kadar başarıyla canlandırması gözümde daha da bir değer kazandı. “Akira shock!” Yirim 🙂

    Espriler konusunda aynen katılıyorum sana çingu 🙂 Ben de çok severim Japonların anime-vâri mizah anlayışını – o yüzden Hana Kimi’yi belki de gelmiş geçmiş en iyi komedi dizisi ilan edebilirim! Yankumi’nin halleri süperdi yav… öğretmen Kemal yerine şööle bişi çekemediler bizde… hoş, bizdeki en komik dizi bile bi süre sonra ağır drama bağlardı, di mi…

  6. diaboloviolette dedi ki:

    sevgili hikaruivy yazdıklarını yatmadan önce masal niyetine okuyorum, canım sıkılıyo ya bir hikaruyu açayım da okuyayım diyorum. dizi izleme azmini ve heyecanını takdir ediyorum. hatta yer yer imreniyorum. valla bak! yani öyle bir iş istiyorum ki eve geldiğimde bıraksın yakamı, onu daha düşünmeyeyim ama öyle değil bende ne yazık ki… bunun sorumluluğunun verdiği karın ağrısından dolayı da evde kendime oh yayılayım da dizi film seyredip rahatça kitap okuyayım diyemiyorum. hikaru’yu okurken aklımdan bu ve buna benzer şeyler geçiyor işte. yapacak, okuyacak, seyredecek çok şey var ah ah..
    neyse nereden nereye geldim yav.

    • hikaruivy dedi ki:

      @diabolo: haha, çok tatlısın şekerim 😀 dizi izleme azmi 😀 valla tez yazmanın yanında dizi izlemek gibi eğlenceli bir aktivite pek de azim gerektirmiyo 😛

      ama şu eve gelip hala kafandan iş sorumluluğunu atamamak kısmı bende de var. zaten sırf o yüzden kendimi dizilere vuruyorum; alkolikler falan gibi 😀 içelim/izleyelim, unutalım! 😀

      • diaboloviolette dedi ki:

        o kadar dizi, sezon vs. çeşitlilik had safhada valla. onları bulmak indirmek falan azim yahu, ben üşeniyorum bazen. doğru linkler bul, ara tara indir, altyazı bilmem ne.. azim yani 😛

        biri bana hazırlayıp al diabolocum seyret bakalım dizileri dese sevinç taklaları atarım sanırım 🙂

        işte ben de kendimi dizilere vurayım istiyorum bazen de, evde işime devam etmezsem işveren beni vuracak 😀 yoksa gerçekten süper süper süper bir unutma yöntemi. bir dönemi böyle aştım yahu, şahane bir şey. house bitmişti, olabildiğince anime, dizi, seyretmediğim filmler, geçmiş oscar’lar vs derken gece gündüz dizi film anime izliyordum yaa ne güzeldi o günler tey tey 😀

  7. Besra dedi ki:

    Blog’unu her zaman takip ederim ama ilk kez yazıyorum. Bir Nobuta YamaPi hastası olarak yazmassam olmazdı Akira benim izlediğim en orjinal karekterdi süperdi ne şeker birşeydi yahu:) Nobuta benim izlediğim en güzel dizilerden. Ayrıca belirtmek isterim Pi-chan’nın oyunculuğu on numara….. kessinlikle tafsiye ederim Buzzer beat’ı izlemelisin çok güzel 🙂

    • hikaruivy dedi ki:

      Teşekkür ederim Besra! Buzzer Beat’i de bir ara izleyip buraya yazmayı planlıyordum zaten; sayende bunu çabuklaştırmaya karar verdim 🙂 Sevgiler ^^

Yorum bırakın